Yüzyıllardır kaleme aldıkları eserlerle tanırız onları. Kimi şair, kimi yazar; ama hepsi de tüm dünyada eserleriyle ün kazanmış başyapıt sahipleri. Ancak onlar da insan ve hiç aklımıza gelmeyecek tuhaf hikayeler ve alışkanlıkların da sahibi.
İşte başyapıt eserleriyle tanınan dünya edebiyatçılarının ilginç, hiç bilinmeyen yönleri...
Friedrich Schiller (1759 - 1805)
Dünyaca ünlü şair Schiller, yazarken masasında çürük bir elma bulundurur ve ara ara onu koklardı. Doğa tasvirli şiirleriyle tanınan şair, ilhamını bu çürük elma kokusundan ve onun üzerinde uçuşan sineklerden alırdı. Çürük elma kokusunun onu başka diyarlara götürdüğü ve ona kendini doğada hissettirdiği için bunu yaptığını söyleyen Schiller, elmanın yetersiz olduğu zamanlarda banyoya kapanır ve suyun içinde ilham gelmesini beklerdi.
Honoré de Balzac (1799 – 1850)
Oburluk derecesinde iştaha sahip olan Balzac, yemeğini etrafa saçarak direkt bıçakla yiyor ve üstüne başına özen göstermiyordu. Temizliğine dikkat etmediğinden pis kokuyor ve tırnaklarının içi genellikle pis oluyordu. Burnunu herkesin içinde karıştırabilen Balzac, aynı zamanda günde elli fincan kahve içiyor; kahve pişirecek biri olmadığı takdirde ise direkt olarak kahve çekirdeği çiğniyordu.
Edgar Allan Poe (1809 - 1849)
Tekinsiz öykü ve karanlık hikayelerin ustası Poe, karanlık korkusu eserlerine yansımış bir isimdi. Ancak bu korkusu doğuştan değil, gittiği yatılı okulda aldığı eğitim tarzından kaynaklanıyordu. Poe'nun sınıfı mezarlığa bakıyor ve matematik dersi başta olmak üzere bir dizi ders mezarlıkta yapılıyordu. Bundan dolayı Poe için karanlık, artık bir fobi olmuştu.
Charles Dickens (1812 – 1870)
Ünlü bir gazete editörünün kızıyla evlenen Dickens, hiç ummadığı bir şekilde eşinin kız kardeşine aşık olmuştu. Aşık olduğu baldızının 17 yaşında ölmesi üzerine, saçından bir bukle kesip saklamış ve baldızının parmağındaki yüzüklerden birisini de ömür boyu parmağında taşımıştı.
Aynı zamanda takıntılı olan Dickens, yazacağı zaman, içinde bulunduğu tüm odayı kendi istediği gibi düzenler, aksi takdirde yazmazdı. Yüzü hep kuzeye bakacak şekilde uyur, başka yöne bakarsa uyuyamazdı.
Dickens'ın vaktini en çok geçirdiği yerlerden biri de kimsesizler morguydu.
Mark Twain (1830 - 1910)
Ünlü Amerikalı yazarın uykusuzluk (insomnia) hastalığı vardı. Geceleri uyuyamıyor, çalışıyor; sonra hiç beklenmedik zamanlarda ve yerlerde uyuyakalıyordu. Bu yerler bazen banyo, bazen park ve bazen ise çok daha farklı yerler oluyordu. Yatağında uyumaya hasret olan yazar bir seferinde yakınlarına, “Bana güzel bir yatak verin, size ölümsüz başyapıtlar vereyim.” demişti. Ömrünü bu şekilde uykuya hasret tamamlayan yazar, uyumadan da başyapıt olan eserler vermeyi başarmıştı.
Lewis Carroll (1832 - 1898)
Alice Harikalar Diyarında'nın yazarı Carroll, aynı zamanda bir matematik dehasıydı. Kelime üretmede usta olan Carroll'ın uydurduğu kelimeler halen ingilizcede kullanılıyor. Kitap adını cildin sırtına yazma fikriyle, kütüphanelerde kitapların kolaylıkla bulunmasının öncüsü olmuştu. Scrabble oyununun ilk örneğini yapan Carroll, aynı zamanda üç tekerlekli bisikletin mucidiydi.
Oscar Wilde (1854 – 1900)
Çocukluğu boyunca annesinin ısrarlarıyla kız çocuk kıyafeti giyen Wilde, okul döneminde artık erkeksi sporlardan kaçar, iç dekorasyonla ilgilenir ve okul yatakhanesini tavus kuşu tüyleriyle süslerdi. Zamanla cinsel tercihini saklayamaz hala gelen Wilde, eşcinsel sevgilisine yazdığı mektuplar ortaya çıkınca 2 yıl hapis yatmıştı.
Virginia Woolf (1882 – 1941)
İngiliz feminist yazar Woolf, manik-depresifti. Romanlarının sonlarına yaklaştığında kendi deyimiyle çıldıran Woolf, bir seferinde hastalığının manik döneminde kırk sekiz saat aralıksız konuşmuştu.
Kız kardeşinin resim yaparken ayakta durmasından etkilenen Woolf, bundan itibaren tüm yazılarını ayakta yazmıştı. Tercihi kadınlar olmasına rağmen bir erkekle evlenen Virginia, eşiyle beraber dünyanın gitgide kötüleştiğine inanıyor, gerektiğinde egzoz dumanı soluyarak çabucak ölebilmeleri için garajda fazladan benzin bulunduruyorlardı.
Franz Kafka (1883 - 1924)
Vasiyetinde yakın arkadaşı Brod'dan birkaç eseri hariç tüm eserlerini yakmasını isteyen Kafka, arkadaşının onu dinlemeyerek eserlerini yakmayıp yayınlatmasıyla öldükten sonra üne kavuştu.
John Ronald Reuel Tolkien (1892 – 1973)
Yüzüklerin Efendisi, Hobbit gibi fantastik başyapıtların yazarı Tolkien, kendisinin de bir Hobbit olduğuna inanıyordu. Oxford yolunda diğer araçlara çarpmasıyla da ünlenen Tolkien, diğer sürücüleri pek umursamaz, pervasızca araç sürerdi. Cimriliğiyle de tanınan Tolkien, jilet ve posta puluna kadar yaptığı tüm harcamaların sıkı hesabını tutar, vergi ödemelerinde ise iyice pintileşirdi.
Ernest Hemingway (1899 - 1961)
Hemingway'in annesi, büyük kızına eşlik edecek bir kız çocuğunu öylesine istiyormuş ki; çocukluğunda Hemingway'e kız giysileri giydirir, saçlarını kız gibi kestirir ve çevreye de kızı olarak tanıtırmış.